Toplumsal katkı, toplum yararına yapılabilecek her türlü faaliyet ve hizmeti kapsayan oldukça geniş kavramdır. Yükseköğretim kurumları tarafından üretilen bilginin toplum yararına dönüştürülmesi oldukça değerli olmakla beraber ortaya çıkarılan bilimsel bilgilerin toplumsal sorunlara çözüm olabilecek şekilde geliştiriliyor olması ve toplum ile işbirliğine dayalı yürütülmesi gerekmektedir. Evrensel değişim ve gelişimler, toplumların beklenti ve gereksinimlerini değiştirmiş bu kapsamda üniversitelerin kuruluş gerekçelerini göz önünde bulundurularak; değişen yaşam koşulları, toplumların ihtiyaçları göz önünde bulundurularak toplumsal ihtiyaçlarına yönelik topluma yönelik katkı ve hizmetlerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Yükseköğretim Kanunu’nun çeşitli maddelerinde de toplumsal katkı boyutu ele alınmıştır. Madde 5’te üniversitelerin “Çevre ve uygulama alanı ihtiyaçlarının karşılanması” ilkesi vurgulanmıştır. Kanun’un 12. Maddesinde ise; “Toplumun ihtiyaçlarına uygun eğitim–öğretim, bilimsel araştırma, yayım ve danışmanlık yapmak, yörelerindeki tarım ve sanayinin gelişmesine katkıda bulunmak, sanayi, tarım ve sağlık hizmetleri ile diğer hizmetlerde modernleşmeyi sağlayacak çalışmalara katılmak, bunlarla ilgili kurumlarla işbirliği yapmak ve çevre sorunlarına çözüm getirici önerilerde bulunmak” gibi belirtilen Yükseköğretim kurumlarının görevleri; üniversitelere toplumla bütünleşme ve topluma hizmet sunma konusunda çeşitli yükümlülükleri ortaya koymaktadır. Ayrıca üniversitelerin akademik ve idari personellerinin yanı sıra öğrencilerinin de topluma ve toplumsal sorunlara duyarlı bireyler olarak yetiştirilmesi, toplumsal katkı bilincini ve kültürünü kazandırılması temel görevleri arasındadır. Bu süreçte toplumu oluşturan bireylerin de bu sürece dahil edilmesi katkıların alınması konusunda işbirlikçi olması da önemli bir değerdir.
Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) 2015 yılından itibaren Yükseköğretim kurumlarının eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri ile idari hizmetlerinin kalite düzeylerine ilişkin ulusal ve uluslararası kalite standartlarına göre; “Kalite Güvence Sistemi, Eğitim ve Öğretim, Araştırma ve Geliştirme, Yönetim Sistem” başlıkları ile yükseköğretim kurumlarını değerlendirmekteydi. İlgili değerlendirme kriterlerine 2019 yılından itibaren “Toplumsal Katkı” başlığı eklenmiş olması üniversite-toplum işbirliğinin önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Toplumsal Katkı kategorisi YÖKAK Alt Ölçütler Rehberi (2020)’ne göre;
- Sosyal sorumluluk (ücretsiz hizmetler; sosyal ve kültürel yaşama katkı; üniversitenin şehir hayatına katkısı, ilimin topluma tanıtılması, sevdirilmesi)
- Bilgi ve teknoloji transferi (endüstriye yapılan sözleşmeli araştırma, danışmanlık, hizmet, proje; kamu kurumlarına yapılan sözleşmeli araştırma, danışmanlık, hizmet, proje; politika geliştirmeye katılım, uzmanlık paylaşımı),
- Girişimcilik, yenilikçi şirketler
- Fikri mülkiyet, patent, lisans
- Tesis yönetimi (kira gelirleri, laboratuvar hizmetleri, vb.)
- Yaşam boyu öğrenme çerçevesinde eğitim, kurslar, sertifikalar, diplomalar olarak ele alınmıştır.
Toplumsal katkı, toplumun gereksinimlerini ve beklentilerini karşılayabilecek etkili ve sürdürülebilir çözümlerin hayata geçirilmesidir. Toplumsal katkı ve sürdürülebilirlik birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Ülkelerin kalkınmasında ve refah düzeyinin artırılmasında kritik görevler üstlenen yükseköğretim kurumları, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için katkı sağlayan önemli paydaşlardan biridir. Sürdürülebilirlik; bireyin çevresine daha duyarlı olması ve sosyal sorumluluk bilinciyle doğal kaynakların gelecek nesillere bırakılmasını sağlayıcı yaklaşımların hayata geçirilmesidir. Bu kapsamda, bir üniversite yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde toplumsal katkıya dönüştürebileceği her türlü etkinlik ya da hizmeti “Eğitim ve Öğretim, Sağlık, Sosyal Hizmetler ve Toplumsal Eşitlik, Çevre ve Sürdürülebilirlik, Teknolojik ve Bilimsel Yenilikler, Ekonomik Kalkınma ve Girişimcilik, Kültürel ve Sanatsal Etkinlikler, Uluslararası İşbirliği” olarak toplumsal katkı ve sürdürülebilirlik boyutlarında yaygın etkiye dönüştürebilir.
Birleşmiş Milletlerin (BM) 25 Eylül 2015 tarihinde New York’ta düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde bir araya gelen ülke liderleri 2030 yılına kadar dünyada yoksulluğun tüm boyutlarıyla ortadan kaldırılması ve insanlığın ortak refahının sağlanması için 17 amaç ve 169 hedeften oluşan “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nı kabul etmişlerdir. Deklare edilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları yoksulluğun son erdirilmesi, çevrenin korunması, iklim krizine karşı önlem alınması, refahın adil paylaşımı ve barışın sağlanması için küresel bir eylem çağrısıdır. Hedef insanlık ve gelecek nesiller için daha güzel ve yaşanabilir bir dünya sunmaktır. Ülkelerin kalkınmasında ve refah düzeyinin artırılmasında kritik görevler üstlenen yükseköğretim kurumları, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için katkı sağlayan paydaşlardan birisi olarak da önemli role sahiptir. Diğer taraftan nüfusları ile adeta küçük bir şehir gibi olan üniversitelerin, kendi faaliyetlerini gerçekleştirirken çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan ortaya çıkan olumsuz etkileri en aza indirmek için çalışan, paydaşlarına yaşanabilir bir yeşil kampüs sunan ve topluma sürdürülebilirlik konusunda öncülük eden sürdürülebilir bir üniversite olmayı ilke edinmeleri önemlidir.